Archive | Ocak, 2012

Özgür ve Açık Kaynak Geliştiriciler Avrupa Toplantısı (FOSDEM)

FOSDEM (Özgür ve Açık Kaynak Geliştiriciler Avrupa Toplantısı), topluluk tarafından toplum için düzenlenen özgür ve ticari olmayan organizasyondur. Debian Projesi, önceki yıllarda olduğu gibi bu yılki “Özgür ve Açık Kaynak Geliştiriciler Avrupa Toplantısı”nın (FOSDEM) 4-5 Subat’ta Belçika’da,  Brüksel’de gerçekleştirileceğini duyurmaktan mutluluk duyar. Debian K binadaki standında, zemin katta, proje üyeleriyle sorular ve tartışmalar üzerinde duruyor olacak; bu arada çesitli Debian markalı ürünler satışa sunulacak. Uzun zamandır Debian Geliştiricisi olan Lars Wirzenius ve Bdale Garbee’nin sırasıyla ele alacakları dağıtımların geliştirme sürecinde nasıl yenilik yapılabilir ve FreedomBox projesi konuları açış konusması niteliğinde olacaktır.

0

GNU/Linux

Bu konu hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, GNU/Linux SSS, Linux ve GNU Projesive GNU’yu Hiç Duymamış GNU Kullanıcıları başlıklı yazılarımızı da okuyabilirsiniz. İsimler anlamları iletirler; seçtiğimiz isimler, söylediğimiz şeylerin anlamını belirler. Uygun seçilmemiş bir isim, insanlara yanlış bir fikir verir. “Gül”e “Gül” demeseydik yine de güzel kokacaktı, ama ona kalem diyecek olursak onunla yazmaya çalışacak insanlar hayal kırıklığına uğrayacaktır. Ayrıca kaleme “gül” dersek insanlar bunun ne işe yaradığını da anlayamazlar. Dolayısıyla eğer biz de sistemimize Linux diyecek olursak, bu adlandırma sistemin kökeni, geçmişi ve amacı konusunda yanlış bir fikir verir. Ama eğer GNU/Linux denecek olursa (ayrıntılı olmasa da) doğru bir fikir verecektir.

Continue Reading →

Peki adlandırma meselesinin topluluğumuz için ne önemi var? İnsanların sistemin kökenini, geçmişini veya amacını bilip bilmemesi önemli mi? Evet önemli. Çünkü geçmişi unutan insanlar onu tekrar etmeye mahkumdur. GNU/Linux etrafında gelişen Özgür Dünya güvende değil; bizi GNU’yu geliştirmeye iten sorunlar tamamen ortadan kalkmadı. Üstelik bunların tekrar ortaya çıkma tehlikesi var.

Neden bu işletim sistemine Linux yerine GNU/Linux demenin doğru olduğunu açıkladığım zaman insanlar bazen şu cevabı veriyor:

Varsayalım ki GNU Projesinin bu iş için takdir edilmesi gerekiyor. Peki ama insanlar takdir etmediğinde cidden sızlanmaya değer mi? Asıl önemli olan işin yapılmış olması mı, yoksa kimin yaptığı mı? Sakin olmalı ve işinizi doğru yaptığınız için gurur duymalısınız. Emeğinizin takdir edilip edilmemesini de dert etmemelisiniz.

Bu akıllıca bir öğüt olurdu. Tabii şayet durum sizin dediğiniz gibi olsaydı… Yani şayet iş bitmiş, sıra dinlenmeye gelmiş olsaydı… Keşke böyle olsaydı! Ama tehditler bir yığın. Üstelik vakit gelecekten emin olma vakti değil. Topluluğumuzun gücü kendini özgürlüğe ve işbirliğine adamış olmasından geliyor. GNU/Linux adını kullanmak, insanların bu idealleri hatırlayıp başkalarını da bilgilendirmeleri için bir yoldur.

GNU’suz da iyi bir özgür yazılım üretmek mümkün; Linux adına da pek çok iyi işler yapıldı. Ama “Linux” terimi, isim olarak ortaya çıktığından beri işbirliği yapma özgürlüğüne adanmamış bir felsefeye sahip. Linux ismi, iş dünyası tarafından giderek artan düzeyde kullanıldıkça, onu topluluk ruhuyla bağdaştırmakta daha da büyük sorunlar yaşayacağız.

Özgür yazılımın geleceğine karşı önemli bir tehdit; “Linux” dağıtımları hazırlayan şirketlerin, rahatlık ve güç kazandırdığı bahanesiyle özgür olmayan yazılımları GNU/Linux‘a ekleme eğilimleridir. Bütün büyük ticari dağıtımların geliştiricileri böyle davranıyor. Hiçbiri bütünüyle özgür bir dağıtım üretmiyor. Bir çoğu, dağıtımlarındaki özgür olmayan paketleri açıkça belirtmiyor da. Hatta çoğu, özgür olmayan yazılımlar geliştirip bunları sisteme ekliyor. Kimi ise çirkin bir şekilde, kullanıcısına Microsoft Windows’un verdiğinden daha fazla özgürlük vermeyen, “kullanıcı başına lisanslanmış” “Linux” sistemlerinin reklamını yapıyor.

İnsanlar özgür olmayan yazılımların eklenmesini, “Linux’un yaygınlık kazanacağını” bahane ederek haklı çıkarmaya çalışıyor. Böyle diyerek aslında popülerliği özgürlüğün üzerinde tutuyorlar. Bazen de bunu açıkça itiraf ediyorlar. Mesela Wired Magazine; Robert McMillan’ın (Linux Magazine editörü) açık kaynaklı yazılımların politik kararlardan değil, teknik kararlardan güç alması gerektiğini düşündüğünü söylüyor. Ayrıca Caldera’nın CEO‘su kullanıcıları açık açık özgürlük gayelerini bir kenara bırakıp “Linux’un popülerliği” için çalışmaya teşvik ediyor.

Eğer popülerlikten kastımız, özgür olmayan yazılımlar içeren herhangi bir GNU/Linux dağıtımını kullanan insanların sayısı ise, GNU/Linux sistemlerine özgür olmayan yazılımlar eklemek belki popülerliği artıracaktır. Ancak aynı zamanda bu durum alttan alta, topluluğun, özgür olmayan yazılımları sanki iyi bir şeymiş gibi görmelerini de teşvik etmektedir. Eğer arabayı yolda tutmayı beceremiyorsanız, hızlı sürmenizin ne anlamı var?

Özgür olmayan “eklenti” bir kitaplık ya da programlama aracı olduğunda, özgür yazılım geliştiricileri için bir tuzağa dönüşebilir bu durum. Yazılım geliştiricileri, özgür olmayan bir pakete bağımlılık duyan bir özgür yazılım geliştirdiklerinde, bu yazılım tam anlamıyla özgür bir sistemin parçası olamayacaktır. Motif ve Qt geçmişte pek çok özgür yazılımı bu yolla tuzağa düşürdü ve bu durum, çözümü yıllar süren sorunlar doğurdu. Motif sorunu hâlâ tamamen çözüme kavuşturulamadı, çünkü LessTif’in biraz daha üzerinden geçmek gerekiyor (lütfen siz de gönüllü olun!). Sun’ın özgür olmayan Java uygulaması da benzer bir etki yaratıyor: Java Kapanı (Tarihi not: Kasım 2006 itibariyle Sun şirketi, Java platformunu GNU GPL ile yeniden yayınlama çalışmalarının tam ortasında bulunuyor.)

Eğer topluluğumuz bu yolda ilerlemeye devam ederse, bu durum GNU/Linux‘un geleceğini özgür ve özgür olmayan bileşenlerden oluşmuş bir mozaiğe dönüştürebilir. Bundan beş yıl sonra eminiz ki hâlâ pek çok özgür yazılımımız olacak, ama eğer dikkatli olmazsak, sistemimiz, kullanıcıların bulmayı umduğu özgür olmayan yazılımlar olmaksızın pek kullanışlı olmayacak. Bu gerçekleşirse özgürlük çabalarımız başarısızlığa uğramış demektir.

Eğer özgür alternatifler yayınlamak sadece bir programlama meselesi olsaydı, topluluğumuzun geliştirme kaynakları arttıkça gelecekteki problemleri çözmek daha kolaylaşabilirdi. Ama biz bu işi zorlaştıran tehditlerle karşı karşıyayız: Özgür yazılımı yasaklayan kanunlar. Yazılım patentleri çoğaldıkça ve DMCA benzeri kanunlar, DVD izlemek veya RealAudio yayınlarını dinlemek gibi önemli işler için yapılmış özgür yazılımların geliştirilmesini yasaklamak amacıyla kullanıldıkça, patentli ve saklı veri biçimlerine karşı mücadele etmek için bunları kullanan özgür olmayan yazılımları reddetmekten başka bir yolumuz kalmayacak.

Bu tehditlere cevap verebilmek için pek çok farklı mücadele şekli geliştirmek gerekiyor. Ama bir tehdidi boşa çıkarmak için ihtiyacımız olan şey, her şeyden önce, işbirliği yapma özgürlüğü gayemizi hatırlamaktır. Sırf güçlü, güvenilir yazılımlar üretme arzusunun insanları büyük çabalar sarfetmeye teşvik etmesini bekleyemeyiz. Kendilerinin ve topluluklarının özgürlüğü için savaşan, bunu yıllarca sürdürüp yılmayan insanların kararlılığına ihtiyacımız var.

Bizim topluluğumuzda bu amaç ve kararlılık asıl olarak GNU Projesi’nden kaynaklanıyor. Özgürlükten ve topluluktan, arkasında dimdik durulacak şeyler olarak bahsedenler bizleriz, “Linux”tan bahseden kuruluşlar bunlara pek değinmez. “Linux” ile ilgili dergiler genellikle özgür olmayan yazılımların reklamlarıyla doludur. “Linux”u paketleyen şirketler sisteme özgür olmayan yazılımlar ekliyor; başka şirketler özgür olmayan yazılımlar vasıtasıyla “Linux’u destekliyor”; “Linux” kullanıcı grupları ise bahsi geçen bu yazılımları tanıtmaları için satıcıları davet ediyor. Dolayısıyla topluluğumuzdaki insanların, özgürlük ve kararlılık idealleriyle buluştukları başlıca mekan GNU Projesi’dir.

Peki insanlar bu ideallerle buluştuklarında, bu ideallerin kendileriyle bağlantısını hissedebilecekler mi?

GNU Projesi’nden çıkan bir sistem kullandıklarını bilen insanlar kendileri ile GNU arasında doğrudan bir bağlantı görebilirler. Bizim felsefemizi bir çırpıda kabul etmeseler de en azından bunun hakkında ciddi ciddi düşünmek için bir neden göreceklerdir. Kendilerini “Linux kullanıcıları” olarak gören ve GNU Projesi’nin “Linux için kullanışlı olduğu kanıtlanmış araçlar geliştirdiğine” inanan kişiler kendileri ile GNU arasında sadece dolaylı bir ilişki kurabilirler. GNU felsefesiyle karşı karşıya geldiklerinde de bu felsefeyi gözardı etmeleri muhtemeldir.

GNU Projesi idealisttir ve bugün kim idealizmi savunsa büyük bir engelle karşılaşır. Bu engel; hakim ideolojinin, insanları idealizmi “kullanışsız” bulup göz ardı etmeye teşvik etmesidir. Halbuki bizim idealizmimiz oldukça kullanışlıdır: özgür bir GNU/Linux işletim sistemimizin var olmasının nedeni de budur aslında. Bu sistemi seven insanlar bunun bizim idealizmimiz sayesinde gerçekleştiğini bilirler.

Eğer “görev” gerçekten tamamlanabilmiş olsaydı, emeğimizin takdir edilmesi dışında bir mesele olmasaydı belki bu konuyu boşverebilirdik. Ama bu durumda değiliz. İnsanları yapılacak işleri yapmaya yüreklendirmek için şimdiye kadar yaptıklarımızın takdir edilmesi gerekiyor. Lütfen işletim sistemini GNU/Linux olarak adlandırarak bize yardımcı olun.

Not: Ad konusuyla ilgili olduğundan, GNU/Linux sisteminin geçmişini öğrenmek için http://www.gnu.org/gnu/linux-and-gnu.htmlsayfasına bakın. Bu konu hakkındaki başka sorulara ve savlara cevap bulmak için GNU/Linux SSS sayfasına bakın.

gnu.org

 

 

0

LibreOffice 3.5.0 RC1

The Document Foundation; 16 Ocak 2012 tarihinde üçüncü beta sürümünü duyurduğu LibreOffice 3.5.0’ın ilk sürüm adayını duyurdu. LibreOffice 3.5.0 RC1’in bilgisayarlarda varolan LibreOffice ile paralel biçimde yüklenip kullanılanılmasının uygun olduğu hatırlatıldı. Sürüme ilişkin hatalara ulaşmak isteyenlerin Bugzilla üzerinden bunu gerçekleştirebilecekleri ifade edildi. LibreOffice 3.5.0 RC1 hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için sürüm notlarını inceleyebilirsiniz.
Continue Reading →

LibreOffice 3.5.0 RC1 edinmek için aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz.

0

LibreOffice 3.5.0 Beta3

The Document Foundation; 24 Aralık 2011 tarihinde ikinci beta sürümünü duyurduğu LibreOffice 3.5.0’ın üçüncü beta sürümünü duyurdu. LibreOffice 3.5.0 Beta3’ün bilgisayarda varolan LibreOffice ile paralel biçimde yüklenip kullanılanılmasının uygun olduğu hatırlatıldı. Sürüme ilişkin hatalara ulaşmak isteyenlerin Bugzilla üzerinden bunu gerçekleştirebilecekleri ifade edildi. LibreOffice 3.5.0 Beta3 hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için sürüm notlarını inceleyebilirsiniz.
Continue Reading →

LibreOffice 3.5.0 Beta3 edinmek için aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz.

0

SQLite 3.7.10

En yaygın SQL veritabanı motoru olan SQLite, 3.7.10 sürümüne güncellendi. Mozilla, Bloomberg, Oracle, Adobe, Symbian gibi SQLite Konsorsiyum üyeleri tarafından kısmen desteklenen SQLite, kaynak kodları halka açık bir yazılım. SQLite, gömülü bir SQL veritabanı motoru. Diğer SQL veritabanlarının aksine, SQLite, ayrı bir sunucu işlemi yapmıyor. SQLite okuyor ve doğrudan sıradan disk dosyalarına yazıyor. Pek çok tablo, indeksler, tetikleyiciler ve görünümler ile tam bir SQL veritabanı; bir disk dosyasında bulunuyor. Çeşitli hata düzeltmeleri içeren SQLite 3.7.10 hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için sürüm duyurusunu inceleyebilirsiniz.
Continue Reading →

SQLite 3.7.10 edinmek için aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz.

0

LibreOffice 3.4.5 Final

The Document Foundation, LibreOffice’in 3.4.5 final sürümünü duyurdu. Vakıf, sürümü duyurmaktan ekip olarak mutluluk duyduklarını ifade etti. Bilindiği gibi LibreOffice, 3.3.x ve 3.4.x olmak üzere iki koldan geliştiriliyor. 3.3.x koldan 3.3.4 final sürümü 17.08.2011‘de duyurulmuştu. GCJ Java varyantlarında bilinen kimi sorunlar olduğu için Linux kullanıcılarına bunlar yerine OpenJDK kullanmaları tavsiye ediliyor. Bu sürümdeki düzeltmeleri içeren bir liste wiki sayfasına eklenmiş bulunuyor. Sürümdeki yeni özellikler hakkında fikir sahibi olmak için yeni özellikler sayfasını inceleyebilirsiniz.
Continue Reading →

LibreOffice 3.4.5 edinmek için aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz.

0

Frugalware Linux 1.6 RC1

İkinci önizlemesi 18 Aralık 2011‘de duyurulan Frugalware Linux 1.6’nın ilk sürüm adayı, Miklós Vajna tarafından duyuruldu. Masaüstü sistemler ve sunucular için tasarlanan ve kod adı Fermus olan Frugalware Linux 1.6’nın ilk sürüm adayını duyurmaktan geliştirici ekip olarak mutluluk duyduklarını söyleyen Vajna; sistemin, 3.1.8 Linux çekirdeği üzerine yapılandırıldığını belirtti. Sistemin ikinci önizlemeden bu yana büyük geliştirmeler, düzeltmeler ve güncelleştirmelerle geldiğini söyleyen Vajna; 383 güncelleştirilmiş paket, 121 yeni paket ve 8 de değişen paket bulunduğunu ifade etti. Frugalware Linux 1.6 RC1 hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için sürüm duyurusunu inceleyebilirsiniz.
Continue Reading →

Frugalware Linux 1.6 RC1 edinmek için aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz.

0