Orjinal ismi “”Cathedral and The Bazaar” olan kitap, adından da anlaşılacağı üzere temelde iki kavramı tartışıyor: Açık kaynak yazılım geliştirme yöntemini açıklamak için kullanılan pazar metaforunu ve bazılarınca hazırlanan yazılım geliştirme yöntemini açıklamak için kullanılan katedral metaforunu. Katedral metaforunda bir mimar ve bir kaç ustanın titiz ve uzun süreli çalışması sonucunda ortaya çıkan güzel binalara gönderme yapılıyor. Bu metaforun en önemli örneği günümüzde çalışmaları hala devam eden GNU işletim sistemidir. Richard M. Stallman önderliğinde yürütülen çalışmada ne yazık ki Hurd adındaki GNU çekirdeği hala bitirilebilmiş değildir. Buna karşın, GNU bugüne değin görülmüş en yararlı ve istikrarlı yazılımlar arasında yerini almıştır. Diğer yandan çekirdek bitirilememiştir, demek ki 3-5 büyük yazılımcının bir araya gelmesi her zaman başarıyı getirmiyormuş. Pazar yöntemi ise günümüzde açık kaynaklı yazılımların temelini oluşturan yazılım geliştirme yöntemi oluyor. Linux, ortadaki iyiliksever diktatör ve ortak bir kod tabanına katkıda bulunmaya çalışan pek çok insan tabloyu tamamlıyorlar.
Güzel olan şey; bu yüzlerce insanın aynı zamanda yazılımın kullanıcıları da olmaları, bu sayede bedavadan test işlemleri de yapılıyor ve en ücra hatalar testçisi tarafından tespit edilip hızla çözülebiliyor. Kitap bize bu noktada açık kaynak yazılımın neden başarılı olacağını da göstermiş oluyor. Burada yazar Eric Raymond’ın o güzel sözünü hatırlamak gerekiyor: “given enough eyeballs, all bugs are shallow.” Özellikle yazılım geliştirme metodları üzerine kafa yoranlar ve özgür yazılımların dilini öğrenmek isteyenler için yararlı olacak olan Katedral ve Pazar’ı edinmek için Elektrik Mühendisleri Odası’nın sitesine başvurabilirsiniz.
