GNU/Linux altında çalışan pico editörünün bir benzetimi (emülatörü) olan metin düzenleme yazılımı Nano‘nun 2.6.2 sürümü duyuruldu.Çeşitli iyileştirmeler ve kimi yeni küçük özelliklerle gelen yeni sürüm, Unicode girişi sırasında geri bildirim de sağlıyor. Bilindiği gibi, terminalde yalnızca nano komutunu yazarak programa girmek mümkündür. nano /etc/prc gibi bir komutla açılacak olan terminal penceresinde gösterilen belgenin altında, kullanılabilecek komutların kullanıcıya sunulduğu Nano’da ^ karakteri Ctrl tuşunu temsil etmektedir. Dolayısıyla “^X” (Ctrl+X) komutu programdan çıkmayı sağlar. Ayrıca, nano komutundan sonra dosya yolu ve dosya adı birlikte kullanılarak dosyanın istenen dizin içerisine oluşturulması veya istenen adresten açılması sağlanabilir. Mesela nano /home/kullanici-adi/Belgeler/deneme.txt komutu, Belgeler içinde deneme.txt adlı bir dosya oluşturaracaktır. Nano 2.6.2 hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için haberler sayfası incelenebilir.
Tag Archives | GNU/Linux
İsim dediğin nedir ki?
“İsimler anlamları iletirler; seçtiğimiz isimler, söylediğimiz şeylerin anlamını belirler. Uygun seçilmemiş bir isim, insanlara yanlış bir fikir verir. “Gül”e “Gül” demeseydik yine de güzel kokacaktı, ama ona kalem diyecek olursak onunla yazmaya çalışacak insanlar hayal kırıklığına uğrayacaktır. Ayrıca kaleme “gül” dersek insanlar bunun ne işe yaradığını da anlayamazlar. Dolayısıyla eğer biz de sistemimize Linux diyecek olursak, bu adlandırma sistemin kökeni, geçmişi ve amacı konusunda yanlış bir fikir verir. Ama eğer GNU/Linux denecek olursa (ayrıntılı olmasa da) doğru bir fikir verecektir.” diye başlıyor sözlerine Richard Matthew Stallman. “Özgür yazılım” fikrini ortaya atan ilk kişi, özgür yazılım aktivisti, hacker ve yazılım geliştiricisi Stallman; çoğumuzun pek de önem vermediği, fakat pek önemli bir konuya temas ediyor, “İsim Dediğin Nedir Ki?” başlıklı yazısında. “Ad konusuyla ilgili olduğundan, GNU/Linux sisteminin geçmişini öğrenmek için http://www.gnu.org/gnu/linux-and-gnu.html sayfasına bakın. GNU/Linux SSSve GNU’yu Hiç Duymamış GNU Kullanıcıları başlıklı yazılarımızı da okuyabilirsiniz.” açıklamasını yapan Stallman; yazısını şu biçimde sürdürüyor:

“İsimler anlamları iletirler; seçtiğimiz isimler, söylediğimiz şeylerin anlamını belirler. Uygun seçilmemiş bir isim, insanlara yanlış bir fikir verir. “Gül”e “Gül” demeseydik yine de güzel kokacaktı, ama ona kalem diyecek olursak onunla yazmaya çalışacak insanlar hayal kırıklığına uğrayacaktır. Ayrıca kaleme “gül” dersek insanlar bunun ne işe yaradığını da anlayamazlar. Dolayısıyla eğer biz de sistemimize Linux diyecek olursak, bu adlandırma sistemin kökeni, geçmişi ve amacı konusunda yanlış bir fikir verir. Ama eğer GNU/Linux denecek olursa (ayrıntılı olmasa da) doğru bir fikir verecektir.
Peki adlandırma meselesinin topluluğumuz için ne önemi var? İnsanların sistemin kökenini, geçmişini veya amacını bilip bilmemesi önemli mi? Evet önemli. Çünkü geçmişi unutan insanlar onu tekrar etmeye mahkumdur. GNU/Linux etrafında gelişen Özgür Dünya güvende değil; bizi GNU’yu geliştirmeye iten sorunlar tamamen ortadan kalkmadı. Üstelik bunların tekrar ortaya çıkma tehlikesi var.
Neden bu işletim sistemine Linux yerine GNU/Linux demenin doğru olduğunu açıkladığım zaman insanlar bazen şu cevabı veriyor:
Varsayalım ki GNU Projesinin bu iş için takdir edilmesi gerekiyor. Peki ama insanlar takdir etmediğinde cidden sızlanmaya değer mi? Asıl önemli olan işin yapılmış olması mı, yoksa kimin yaptığı mı? Sakin olmalı ve işinizi doğru yaptığınız için gurur duymalısınız. Emeğinizin takdir edilip edilmemesini de dert etmemelisiniz.
Bu akıllıca bir öğüt olurdu. Tabii şayet durum sizin dediğiniz gibi olsaydı… Yani şayet iş bitmiş, sıra dinlenmeye gelmiş olsaydı… Keşke böyle olsaydı! Ama tehditler bir yığın. Üstelik vakit gelecekten emin olma vakti değil. Topluluğumuzun gücü kendini özgürlüğe ve işbirliğine adamış olmasından geliyor. GNU/Linux adını kullanmak, insanların bu idealleri hatırlayıp başkalarını da bilgilendirmeleri için bir yoldur.
GNU’suz da iyi bir özgür yazılım üretmek mümkün; Linux adına da pek çok iyi işler yapıldı. Ama “Linux” terimi, isim olarak ortaya çıktığından beri işbirliği yapma özgürlüğüne adanmamış bir felsefeye sahip. Linux ismi, iş dünyası tarafından giderek artan düzeyde kullanıldıkça, onu topluluk ruhuyla bağdaştırmakta daha da büyük sorunlar yaşayacağız.
Özgür yazılımın geleceğine karşı önemli bir tehdit; “Linux” dağıtımları hazırlayan şirketlerin, rahatlık ve güç kazandırdığı bahanesiyle özgür olmayan yazılımları GNU/Linux‘a ekleme eğilimleridir. Bütün büyük ticari dağıtımların geliştiricileri böyle davranıyor. Hiçbiri bütünüyle özgür bir dağıtım üretmiyor. Bir çoğu, dağıtımlarındaki özgür olmayan paketleri açıkça belirtmiyor da. Hatta çoğu, özgür olmayan yazılımlar geliştirip bunları sisteme ekliyor. Kimi ise çirkin bir şekilde, kullanıcısına Microsoft Windows’un verdiğinden daha fazla özgürlük vermeyen, “kullanıcı başına lisanslanmış” “Linux” sistemlerinin reklamını yapıyor.
İnsanlar özgür olmayan yazılımların eklenmesini, “Linux’un yaygınlık kazanacağını” bahane ederek haklı çıkarmaya çalışıyor. Böyle diyerek aslında popülerliği özgürlüğün üzerinde tutuyorlar. Bazen de bunu açıkça itiraf ediyorlar. Mesela Wired Magazine; Robert McMillan’ın (Linux Magazine editörü) açık kaynaklı yazılımların politik kararlardan değil, teknik kararlardan güç alması gerektiğini düşündüğünü söylüyor. Ayrıca Caldera’nın CEO‘su kullanıcıları açık açık özgürlük gayelerini bir kenara bırakıp “Linux’un popülerliği” için çalışmaya teşvik ediyor. (http://www.zdnet.com/stallman-love-is-not-free-3002091004/)
Eğer popülerlikten kastımız, özgür olmayan yazılımlar içeren herhangi bir GNU/Linux dağıtımını kullanan insanların sayısı ise, GNU/Linux sistemlerine özgür olmayan yazılımlar eklemek belki popülerliği artıracaktır. Ancak aynı zamanda bu durum alttan alta, topluluğun, özgür olmayan yazılımları sanki iyi bir şeymiş gibi görmelerini de teşvik etmektedir. Eğer arabayı yolda tutmayı beceremiyorsanız, hızlı sürmenizin ne anlamı var?
Özgür olmayan “eklenti” bir kitaplık ya da programlama aracı olduğunda, özgür yazılım geliştiricileri için bir tuzağa dönüşebilir bu durum. Yazılım geliştiricileri, özgür olmayan bir pakete bağımlılık duyan bir özgür yazılım geliştirdiklerinde, bu yazılım tam anlamıyla özgür bir sistemin parçası olamayacaktır. Motif ve Qt geçmişte pek çok özgür yazılımı bu yolla tuzağa düşürdü ve bu durum, çözümü yıllar süren sorunlar doğurdu. Motif sorunu hâlâ tamamen çözüme kavuşturulamadı, çünkü LessTif’in biraz daha üzerinden geçmek gerekiyor (lütfen siz de gönüllü olun!). Sun’ın özgür olmayan Java uygulaması da benzer bir etki yaratıyor: Java Kapanı (Tarihi not: Kasım 2006 itibariyle Sun şirketi, Java platformunu GNU GPL ile yeniden yayınlama çalışmalarının tam ortasında bulunuyor.)
Eğer topluluğumuz bu yolda ilerlemeye devam ederse, bu durum GNU/Linux‘un geleceğini özgür ve özgür olmayan bileşenlerden oluşmuş bir mozaiğe dönüştürebilir. Bundan beş yıl sonra eminiz ki hâlâ pek çok özgür yazılımımız olacak, ama eğer dikkatli olmazsak, sistemimiz, kullanıcıların bulmayı umduğu özgür olmayan yazılımlar olmaksızın pek kullanışlı olmayacak. Bu gerçekleşirse özgürlük çabalarımız başarısızlığa uğramış demektir.
Eğer özgür alternatifler yayınlamak sadece bir programlama meselesi olsaydı, topluluğumuzun geliştirme kaynakları arttıkça gelecekteki problemleri çözmek daha kolaylaşabilirdi. Ama biz bu işi zorlaştıran tehditlerle karşı karşıyayız: Özgür yazılımı yasaklayan kanunlar. Yazılım patentleri çoğaldıkça ve DMCA benzeri kanunlar, DVD izlemek veya RealAudio yayınlarını dinlemek gibi önemli işler için yapılmış özgür yazılımların geliştirilmesini yasaklamak amacıyla kullanıldıkça, patentli ve saklı veri biçimlerine karşı mücadele etmek için bunları kullanan özgür olmayan yazılımları reddetmekten başka bir yolumuz kalmayacak.
Bu tehditlere cevap verebilmek için pek çok farklı mücadele şekli geliştirmek gerekiyor. Ama bir tehdidi boşa çıkarmak için ihtiyacımız olan şey, her şeyden önce, işbirliği yapma özgürlüğü gayemizi hatırlamaktır. Sırf güçlü, güvenilir yazılımlar üretme arzusunun insanları büyük çabalar sarfetmeye teşvik etmesini bekleyemeyiz. Kendilerinin ve topluluklarının özgürlüğü için savaşan, bunu yıllarca sürdürüp yılmayan insanların kararlılığına ihtiyacımız var.
Bizim topluluğumuzda bu amaç ve kararlılık asıl olarak GNU Projesi’nden kaynaklanıyor. Özgürlükten ve topluluktan, arkasında dimdik durulacak şeyler olarak bahsedenler bizleriz, “Linux”tan bahseden kuruluşlar bunlara pek değinmez. “Linux” ile ilgili dergiler genellikle özgür olmayan yazılımların reklamlarıyla doludur. “Linux”u paketleyen şirketler sisteme özgür olmayan yazılımlar ekliyor; başka şirketler özgür olmayan yazılımlar vasıtasıyla “Linux’u destekliyor”; “Linux” kullanıcı grupları ise bahsi geçen bu yazılımları tanıtmaları için satıcıları davet ediyor. Dolayısıyla topluluğumuzdaki insanların, özgürlük ve kararlılık idealleriyle buluştukları başlıca mekan GNU Projesi’dir.
Peki insanlar bu ideallerle buluştuklarında, bu ideallerin kendileriyle bağlantısını hissedebilecekler mi?
GNU Projesi’nden çıkan bir sistem kullandıklarını bilen insanlar kendileri ile GNU arasında doğrudan bir bağlantı görebilirler. Bizim felsefemizi bir çırpıda kabul etmeseler de en azından bunun hakkında ciddi ciddi düşünmek için bir neden göreceklerdir. Kendilerini “Linux kullanıcıları” olarak gören ve GNU Projesi’nin “Linux için kullanışlı olduğu kanıtlanmış araçlar geliştirdiğine” inanan kişiler kendileri ile GNU arasında sadece dolaylı bir ilişki kurabilirler. GNU felsefesiyle karşı karşıya geldiklerinde de bu felsefeyi gözardı etmeleri muhtemeldir.
GNU Projesi idealisttir ve bugün kim idealizmi savunsa büyük bir engelle karşılaşır. Bu engel; hakim ideolojinin, insanları idealizmi “kullanışsız” bulup göz ardı etmeye teşvik etmesidir. Halbuki bizim idealizmimiz oldukça kullanışlıdır: özgür bir GNU/Linux işletim sistemimizin var olmasının nedeni de budur aslında. Bu sistemi seven insanlar bunun bizim idealizmimiz sayesinde gerçekleştiğini bilirler.
Eğer “görev” gerçekten tamamlanabilmiş olsaydı, emeğimizin takdir edilmesi dışında bir mesele olmasaydı belki bu konuyu boşverebilirdik. Ama bu durumda değiliz. İnsanları yapılacak işleri yapmaya yüreklendirmek için şimdiye kadar yaptıklarımızın takdir edilmesi gerekiyor. Lütfen işletim sistemini GNU/Linux olarak adlandırarak bize yardımcı olun.”
NuTyX 8.2-beta-2 duyuruldu
İlk beta sürümü 10 Temmuz 2016’da duyurulan bir Fransız GNU/Linux dağıtımı olan, “cards” adlı özel bir paket yöneticisi ile kullanıma sunulan ve Linux From Scratch‘ten türetilen NuTyX‘in pek çok yazılım güncelleştirmesi içeren 8.2 sürümünün ikinci betası duyuruldu. Yalnızca iki hafta önce duyurulan ilk betadan bu yana yapılan çalışmaların çok verimli olduğu vurgulanırken, bunun bir test sürümü olduğunun unutulmaması ve yalnızca test etmek amacıyla kullanılması gerektiği hatırlatıldı. Test eden kullanıcıların tespit ettikleri hataları rapor etmeleri rica edildi. NuTyX 8.2-beta-2 hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için haberler sayfasını inceleyebilirsiniz. LXDE ve LXDE-ekstra koleksiyonlarını içeren sistemde, tüm kullanıcı eylemlerinin sistem günlüğüne kaydedileceği belirtiliyor. Sürüm; yüklenebilir bir KDE ve 220 MB’lık bir MINI ISO olarak kullanıma sunuluyor.

NuTyX 8.2-beta-2 edinmek için aşağıdaki linklerden yararlanabilirsiniz.
- İndirme sayfası
- NuTyX_x86_64-8.2-beta-2-kf5-5.24.0.iso (974 MB)
- NuTyX_x86_64-8.2-beta-2.iso (221 MB)
ChaletOS 16.04.2 duyuruldu
İsmi İsviçre dağ evlerinden türetilen basit ve sezgisel bir masaüstü arabirimi ile kullanıcı dostu Xubuntu tabanlı bir GNU/Linux dağıtımı olan ChaletOS’un beş yıllık bir güvenlik desteği ile gelen bir uzun süreli destek sürümü olan 16.04’ün yeni güncellemesi, Dejan Petrovic tarafından duyuruldu. 16.04 sürümünden yaklaşık iki ay sonra duyurulan ikinci güncellemenin çeşitli hata düzeltmeleri ve kimi yeniliklerle geldiğini belirten Petrovic; Windows 7’ye olağanüstü benzerlikler içeren sistemin GNU/Linux kullanmaya yeni başlayanlar için son derece yardımcı olacağını vurguladı. Petrovic; yeni LTS desteği ile gelen sürümün, yeni bir çekirdek ve yeni bir yazılım merkezi içerdiğini söyledi. Petrovic; çeşitli uygulamalara ilişkin olarak video seçkilerinin ya da web sitelerindeki dökümanların incelenebileceğini söyledi. ChaletOS 16.04.2 hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmek için sürüm duyurusunu inceleyebilirsiniz.
ChaletOS 16.04.2 edinmek için aşağıdaki linklerden yararlanabilirsiniz.
NethServer 7 Beta1 duyuruldu
Yaklaşık iki ay önce Alpha 3 sürümü duyurulan sunucular için geliştirilen CentOS tabanlı bir GNU/Linux dağıtımı olan NethServer’in “Mayo” kod adlı 7. sürümünün ilk beta versiyonu duyuruldu. NethServer 7 Beta1’i duyurmaktan gurur duyulduğu ifade edilirken, pek çok modülü güncellenen sürümün, önemli bir aşama olduğu belirtildi. Bunun test amacıyla çıkarılan bir sürüm olduğunun unutulmamasının ve yalnızca test etmek amacıyla kullanılmasının önemli olduğuna dikkat çekildi. Yeni çekirdek özellikleri eklenen sürümün kullanıcı deneyimini geliştirmeye yönelik olduğu ifade edidldi. Alpha sürümden bu yana önemli değişiklikler gerçekleştirilen sisteme; basitleştirilmiş ağ hizmetleri paneli, katılım bölgeleri ve güvenlik duvarına ilişkin yeni kurallar eklenmiş bulunuyor. NethServer 7 Beta1 hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için sürüm duyurusunu ve sürüm notlarını inceleyebilirsiniz.
NethServer 7 Beta1 edinmek için aşağıdaki linklerden yararlanabilirsiniz.
IPFire 2.19-core 103 duyuruldu
Kolay kurulum ve kullanım konusuna odaklanmış olan ve üst düzey güvenlik bakımından oldukça titiz bir GNU/Linux dağıtımı olan IPFire‘in 2.19-core 103 güncellemesi duyuruldu. Pakfire adlı özel paket yöneticisi ile kullanıma sunulan sistem; çeşitli güvenlik ve hata düzeltmeleriyle geliyor. x86 sistemlere, BIOS bilgileri okumak için bir araç olan dmidecode eklendiği belirtilirken, Raspberry Pi kernelde miscompiled 802.11 probleminin giderildiği hatırlatıldı. coreutils 8.25, curl 7.48.0, dnsmasq 2.76, findutils 4.6.0, grep 2.24, less 481, ncurses 6.0, procps 3.2.8, sdparm 1.10, wpa_supplicant 2.5 gibi güncellenmiş paketlerle gelen sistemde, zaman dilimi veritabanı güncellenmiş bulunuyor. IPFire 2.19-core 103 hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için sürüm duyurusunu inceleyebilirsiniz.
IPFire 2.19-core 103 edinmek için aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz.
NuTyX 8.2-beta duyuruldu
Bir Fransız GNU/Linux dağıtımı olan, “cards” adlı özel bir paket yöneticisi ile kullanıma sunulan ve Linux From Scratch‘ten türetilen NuTyX‘in pek çok yazılım güncelleştirmesi içeren 8.2-beta sürümü duyuruldu. Bunun bir test sürümü olduğunun unutulmaması ve yalnızca test etmek amacıyla kullanılması gerektiği hatırlatılırken, test eden kullanıcıların tespit ettikleri hataları rapor etmeleri rica edildi. NuTyX 8.2-beta hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için haberler sayfasını inceleyebilirsiniz. LXDE ve LXDE-ekstra koleksiyonlarını içeren sistemde, tüm kullanıcı eylemlerinin sistem günlüğüne kaydedileceği belirtiliyor. cards 2.1.83 sürümüyle gelen sistem, gcc 6.1 içeriyor. Bilindiği gibi, NuTyX ile kde5, gnome, mate, lxde, xfce4, openbox masaüstü ortamlarını kullanmak mümkündür.

NuTyX 8.2-beta edinmek için aşağıdaki linklerden yararlanabilirsiniz.
- İndirme sayfası
- NuTyX_x86_64-8.2-beta-1.iso (224 MB, MD5SUM)



