Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Akgül, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yürüttüğü Fatih Projesi (Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) ile ilgili görüşlerini kendi blogunda dile getirdi. Pek çok otorite tarafından “Türkiye’de internetin babası” olarak tanımlanan Akgül; projenin Türkiye için çok önemli olduğunu, başarılı olunduğu takdirde bilişimi etkin biçimde kullanan eğitimli kuşakların bilişim sektörünün gelişmesine önemli katkılarda bulunacağını, ancak; iyi düşünülmüş, planlanmış ve doğru biçimde hayata geçirilen bir projenin başarılı olabileceğini ifade etti. Bütün iyiniyete rağmen, eğitim ve bilişim dünyası ve paydaşlarla süregelen bir diyaloğun olmayışı, projenin bir yol haritası ve hedeflerinin açık bir şekilde belirlenmemiş olması, tüm ülkenin bir pilot alan görüntüsü vermesini ana sorun olarak nitelendiren Akgül; Fatih projesinin tüm paydaşların katılımı ile saydam, planlı ve bilimsel bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Projenin 2010 Kasımında açıklandığını ve Şubat 2011 de Pilot projenin başlamasının düşünüldüğünü hatırlatan Akgül; İstanbul Fatih ilçesinde ve Ankara’da bir kaç okulda “Akıllı Tahta” deneylerine odaklanıldığını, pek başarılı olunamadığını yazıyor. Ayrıca uygulanacak programın sürdürülebilirliğinin daha en baştan “ana uygulayıcıları” yani “öğretmenleri” işin içine çekerek sağlanabiliceğini belirten Akgül; tüm süreci yönetecek çeşitli Bilimsel Kurullar oluşturulması, sonuçların açık ortamlarda tartışılması ve kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini ifade ediyor. Buna özen gösterilmezse sadece milyarların heba olmayacağını, Türkiye’nin ciddi biçimde zaman kaybedeceğini ve hep birlikte hayal kırıklığı yaşayacağımızı belirterek uyarıyor. Bir grup akademisyenin projeyi MEB’le diyalog içinde 2 yıl boyunca izlediğini, konferanslarda tartıştığını söyleyen Akgül; bir kaç okulun gezildiğini, ortaya çıkan raporun yayınladığını belirtti. Akgül; Bakanlığa ve Projenin Icra kuruluna yapılan sunumu da içeren bu çalışmaların fatih.inetd.org.tr adresinde bulunabileceğini söyledi. Akademisyenlerin temel tespitlerinden birisinin “özgürlükçü bir bakış açısıyla, üniversiteler ve STK’larla birlikte çalışılması” olduğunu hatırlatan Akgül; Pardus’un bir yönetim değişikliği sonucunda deneyimli teknik elemanlarını kaybetmesini, bir başka özgür işletim sisteminin adı ve görselleri değiştirilen kopyasının yeni Pardus olmasını hatırlatarak; Projenin adının da buna dayanarak Fatih için Pardus olduğunu söyledi. Ancak; tabletlerin özgür yazılım olmasının şartnameye konulmasına karşın; Apple ve Microsoft’un tablet ihalesine katılmasına izin verildiğinin altını çizdi. Doç. Dr. Mustafa Akgül, önerilerini şu biçimde bitiriyor: “Mevcut projenin yönetim yapısı genişletilmeli, bağımsız bilimsel kurullar proje dahil edilmeli, ve ancak pilotlardan olumlu sonuçlar çıktıktan sonra proje tüm ülkeye yayılmalıdır. Proje katılımcı, saydam ve özgürlükçü bir bakış açısıyla tüm paydaşlarla diyalog içinde gelişmelidir. Açıklık, katılımcılık ve diyalog ancak pojeye desteği artırabilir, projenin doğru yolda gelişmesine katkıda bulunabilir.”
